NFT’nin ne olduğu konusunda kafanız karışıksa, dijital sanata daha yakından bakmak isterseniz, içinizin açılmaya ihtiyacınız varsa; bambaşka prensiplerden sanatçıların baharı yorumlayışı 30 Mart’a kadar sizleri bekliyor.
"Nasılsın?" sorusu iyice anlamını yitirdi. Kimse gerçekten dümdüz iyi olamıyor. "Dünyayı/ülkeyi saymazsak iyiyim”, “Olabildiğince iyiyim”, “Bireysel hiçbir sorunum yok, ama gündemden başım ağrıyor” gibi ruh halleri için yeni bir kelime bulmamız gerektiğini düşünüyorum. Elbette bir savaşta yok olmadığımız ve nefes alabildiğimiz için şükrediyoruz, ama bir de keşke dünyanın tüm yükü üzerimizde olmasaydı. Her şeye rağmen, oldu da hayatımızı yoluna koymayı başardıysak, bir suçluluk duygusu sarıyor bünyeyi. “İyiyim” derken garip bir titreşim çöküveriyor insanın üzerine, iyi olmaktan utandığımızı fark ediyoruz.
Bu hafta benim için büyük, dünya için küçük çok şey oldu. Uzun zamandır, ilk kez kendimle ülkeden daha fazla ilgilendim ve şu an ne seçim yasası hakkında fikrim var ne de atılan tweet’leri anlıyorum. Bu nedenle de, ne yazacağımı düşünürken panikledim. Gündeme yetişemedim, zaten anladım ki hem kendine hem de gündeme yetişebilmek mümkün değil. Sonra buranın benim köşem olduğunu ve kendi gündemimden de bahsedebileceğimi fark ettim. İç seslerimin gereksiz akışını size aktarabildiysem, yaşadığımız ve hayatı güzelleştirmeye çalıştığımız için suçlu hissettirenlere, insanlara Ramazan pidesi yerine somun ekmek yemeyi öğütleyenlere selam ederek, hak ettiğimiz gündemden bahsetmek isterim.
Ortaköy’de bulunan Feriye’de, Baharın NFT Hali isimli, 20 sanatçıdan ve 54 eserden oluşan sergimizin küratörlüğünü üstlendim. Açılışımız 10’undaydı, kar yağışı yüzünden ironik bir şekilde bahar temalı sergimizin açılış etkinliği ertelendi. Sergiyi açtık, ama etkinliği yapamadık, “etkinliksiz olmaz” diyerek, 16’sı sabahı kültür sanat dünyasından isimler, yakın çevre ve sanatçılarla Ortaköy’de Feriye’de buluştuk.
Çok uzun zaman sonra, elimizde kahvemiz, İstanbul’un en güzel manzaralarından birini izleyerek eserleri sanatçılarından dinlediğimiz, dijital sanatı konuştuğumuz, yepyeni dünyalar hakkında fikir alışverişi yaptığımız bir gün yaşadık. İyi geldi, hepimize. Hatta çok sevdiğim bir hocam yanıma yaklaşıp “Sanat konusunda yorum yaparken çekinirim; ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, baharı gerçekten getirmişsiniz. Hem içim hem de kafam açıldı, çok iyi geldi.” dedi.
Kürasyon kelimesi çok havalı dursa da, işin aslı onlarca “hayaller-gerçekler” çıkarılabilecek malzemeye sahip. Organizasyonel yükü çok fazla, heyecanı yüksek tutmak her zaman kolay değil. Yine de birilerine gerçekten iyi geldiğini anladığınız an, iyi ki uğraştım dedirtiyor. Sonra ne kadar az şeyin iyi geldiği, daha doğrusu iyi gelen şeylere ne kadar az vakit ayırabildiğimiz hakkında düşünmeye başladım.
Hayat akıyor, biz içinde olsak da, olmasak da. Dünya değişiyor, biz onu yakalasak da, yakalayamasak da. Biz üzerimize çöken karabasandan kurtulmaya çalışırken, bir yerlerde gerçekten bambaşka şeyler oluyor.
NFT denilen hadise, sonunda sanatçıların direkt olarak koleksiyonerlerle buluşmasını sağlıyor. Aracıları, galerileri aradan çıkarıyor. Her köşenin kapıldığı bir dünyada yer edinmeye çalışmaktansa, köşesiz bir dünyada var oluyorlar. Dijital sanat yeni bir kavram değil, dijital sanatçılar senelerdir bu alanda emek veriyor ve sonunda karşılığını alıyorlar.
Mesela kürasyonun içinde Rus fotoğraf sanatçısı Karman Verdi de yer alıyor. Pandemi döneminde projeksiyon ile yaptığı Ghost serisinin bir karesi, Instagram üzerinde o dönem dünyada en çok paylaşılan fotoğraf olmuştu. Savaş karşıtı, ama Instagram için bunun bir önemi yok. Kültür sanat alanındaki Ruslar, sadece Rus oldukları için tüm dünyada engelleniyor, büyük emeklerle portfolyolarını sergileyip büyüttükleri, insanlara ulaştıkları Instagram hesaplarına artık Rusya’da ulaşamıyorlar. Bu nedenle Karman için bu sergide yer almak, ekstra önemli.
Yine sergide Lübnan’lı ve dünyaca ünlü bir illüstratör var, Ginger Potter adıyla tanınıyor. Dünya çapında tanınması, NFT’ye girişi sayesinde oldu. Lübnan’da kripto para konusu sıkıntılı, o yüzden sanatçılar farklı yöntemler ile NFT dünyasında var oluyorlar. Ginger yıllardır çiziyor. Bugüne kadar bir kez, 9 yıl önce seyahat etmiş. Şu anda Avrupa turunda, sonunda sadece zihninde değil, gerçek hayatta da yeni dünyalara açılabildiği için çok mutlu. Serginin büyük çoğunluğu Türk sanatçılardan oluşuyor; zaten ırkı, milleti, cinsel yönelimi fark etmeksizin hepsinin anlatacak bir derdi, yansıtacak bir dünyası var. Kiminin resimleri nefes alıyor, kimi bambaşka bir evrenin içine çekiyor. Çizerler sonunda ajansların da markaların da vizyonlarından kurtuluyor, hayallerini sınırlama dönemi bitiyor.
Dünyada kendin olarak var olmak çoğumuz için çok zor. Sistem ayrıcalıklı kesimin kurallarına göre oynamaya zorluyor ve bu ya oyunda başarısız olmana ya da kendin olamamana neden oluyor. Yine de yaptığımız her işe kendi dünya görüşümüzü katmak, küçücük bir dokunuşla bile olsa, orada olduğumuzu göstermek mümkün ve önemli. Küçük seçimler bile hem bir direnişi temsil ediyor hem de değişimi başlatıyor.
Son yıllar, kötü günlerin geride kalışı ve daha kötü günlerin gelişiyle geçiyor. Umutsuz olmak, kendimizi kapatmak ve yeni dünyaları reddetmek işin kolay tarafı. İşin aslıysa, dijital dünya gelişiyor ve yepyeni bir evrenin kapıları açılıyorken, vizyonumuzu Metaverse’te Eyüp’ten arsa almaktan öteye taşımak, her şeyden önce küçükken dünyanın iyileşeceğine ve hayatın bu kadar zor olmayacağına inanan içimizdeki çocuğa borcumuz.
NFT’nin ne olduğu konusunda kafanız karışıksa, dijital sanata daha yakından bakmak isterseniz, içinizin açılmaya ihtiyacınız varsa; bambaşka prensiplerden sanatçıların baharı yorumlayışı 30 Mart’a kadar sizleri bekliyor.
Sanatla kalın ve kendinize iyi gelecek bir şeyler yapmayı unutmayın.
(Ezgi Topdağı)