TMMOB Adana İKK Kadın Çalışma Grubu İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Tolere etmeyeceğiz, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kadın Çalışma Grubu, Türkiye’nin 11 Mayıs 2011'de imzalayan ilk devlet ve 24 Kasım 2011'de kendi parlamentosunda onaylayan ilk ülke olduğu İstanbul Sözleşmesi'nin, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmesine ilişkin açıklamada bulundu. Kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin”, 20 Mart 2021 gece yarısı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildiğinin belirtildiği açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin ne hukuksal ne de toplumsal olarak mümkün olmayacağı ifade edildi.
TMMOB DANIŞTAY’DA DAVA AÇTI
Sözleşme’nin feshi üzerine; TMMOB tarafından, Cumhurbaşkanı Kararı yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldığının ifade edildiği açıklamada, “Danıştay’da açılan davada; Anayasanın 90. maddesi uyarınca kanun hükmünde sayılan uluslararası sözleşmeden idari tasarrufla çekilmeye yönelik, fonksiyon gaspı niteliğinde ağır ve açık hukuka aykırılık içeren işlemin yok hükmünde olduğu belirtilip; Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yer alan ibarelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesine karar verilmesi talep edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOLERE EDİLEMEZ"
Açıklamaya, şöyle devam edildi: “Son bir yıldır pandemi sürecinde, kadına yönelik her türlü şiddetin ve kadın cinayetlerinin sistematik olarak arttığı görülmektedir. Yapılan gerici açıklamalar, iş yerlerinde yaşanan taciz, mobbing, ekonomik, fiziksel şiddet, flört şiddeti, kadına yönelik taciz ve tecavüzün sıradanlaştırılarak yaygınlaşmasına çanak tutmaktadır. 20 Mart 2021 tarihli İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararından sonra, Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu verilerine göre, Mart ayında 28 kadın cinayeti işlenmiş olup, 19 kadın ise şüpheli ölüm sonucu hayatını kaybetmiştir. Nisan ayı kayıtlarında ise 16 kadın cinayeti, 14 kadının şüpheli ölümü yer almaktadır. Tüm bunlar içimizi yakarken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı pandemi döneminde artan kadına yönelik şiddet için ‘tolere edilebilir’ demektedir. Tolere etmek Türk Dil Kurumu’na göre ‘hoş görmek, katlanmak, tahammül etmek' anlamına gelmektedir. Ne yazık ki görevi kadınları korumak olan devletin kadın bakanı; dayak yemeyi, bıçaklanmayı, cinsel şiddete uğramayı ve öldürülmeyi tolere edilebilir bulmaktadır.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ TOLERE EDEN POLİTİKALARI DA TOLERE ETMİYORUZ”
İstanbul Sözleşmesinde belirtilen dört temel ilke; ‘kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması ve suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hemen hayata geçirilmesini’ kapsamaktadır. İstanbul Sözleşmesinin gereklerini yerine getirmek yerine sözleşmeden çekilmeyi tercih eden siyasi iktidar, kadına yönelik tüm şiddet ve cinayetlerin sorumlusudur. Hep söylediğimiz gibi tüm kadın cinayetleri politiktir. Biz TMMOB’li mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar, salgına, yaşadığımız her türlü olumsuz koşullara ve eşitsizliğe rağmen, sesimizi yükseltmeye, haklarımızın savunucusu ve hukuksuzluğun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddeti de, şiddeti tolere eden politikaları da tolere etmiyoruz… İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var! Yaşasın kadın dayanışması!”