Uzun bir süre sonra Irak’ta Kürdistan Bölgesi hariç; Irak ve 140. Madde kapsamında kalan 14 vilayette il meclisi seçimleri yapıldı. Irak’ta Anayasa gereği İl Meclisi seçimleri her 4 yılda bir yapılması gerekiyor. Ancak 2013 sonrası IŞİD saldırıları ve yaşanan güvenlik ve siyasal istikrarsızlık gerekçe gösterilerek seçimler ertelenmişti. Ayrıca 2019'da yaşanan protestoların ardından İl meclisleri feshedilmişti.



Irak’ta yaklaşık 16 milyon kişinin oy kullanma hakkı bulunan seçimlerde çeşitli parti ve ittifaklardan toplam 5 bin 904 aday 275 sandalye için yarışıyor. 275 sandalyeden 70'i ise kadın kotasına ayrıldı.



Irak'ta Eyalet sistemine göre yönetiliyor. Bu nedenle il meclisleri, her ilde yasama ve denetleme yetkisine ve anayasayla çelişmeyecek yerel yasalar ve kanunlar çıkarma hakkına sahiptirler.



Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, ülke genelinde il meclisi özel ve genel seçimlerinde katılım oranının %41 olduğunu açıkladı. En yüksek katılım oranı %66 ile Kerkük'te, en düşük katılım oranı ise %21 ile Bağdat/Rassafa'da gerçekleşti.



İllere göre katılım oranları:

Kerkük: %66

Salahaddin: %59

Anbar: %57

Ninova: %53

Musenna: %44

Diyale: %43

Basra: %43

Kerbela: %40

Babil: %40

Kadısiye: %38

Wasıt: %37

Necef: %32

Zikar: %31

Misan: %29

Bağdat-Karx: %32

Bağdat-Rassafa: %21



Kürdistan Bölgesi'nde gerçekleşen özel oylamada ise katılım oranı:

Süleymaniye: %89

Erbil: %81

Duhok: %67



Irak’ta Sadır Hareketi gibi bir çok parti seçimleri boykot etti. Seçimlerin boykot edilmesi sonuçları ciddi oranda etkilediği açıktır. Irak genelinde katılım oranı % 41 olarak gerçekleşti. İllerin önemli bir kısmının % 30’un altında kalmış olması, seçimlerin meşruluğunu tartışmaya açacağı açıktır. Tersine Kürt illerinde veya Kürtlerin yoğun olduğu illerde katılım oranı oldukça yüksektir.



Kerkük sonuçları neyi ifade ediyor



Hiç şüphesiz ki seçimlerde bükün dikkatler Kerkük bölgesine çevrildi. 25 Eylül 2017 tarihinde Irak Kürdistan Bölge Yönetimi tarafından yapılan ve daha çok eğilim tespitine dayanan ‘referandumdan sonra Bağdat merkezli ordu birliklerin desteğinde İran tarafından yönetilen Haşti Şabi güçleri, Kerkük’e girip idari yönetimi ele geçirdi. Kürtler için çok önemli bir kayıp olmasının ötesinde bütün tartışmalı bölgelerin büyük bir kısmı, Irak merkezi otoritenin denetimine geçti. Kerkük başta olmak üzere bütün tartışmalı bölgelerde Peşmerge’nin ciddiye alınabilir bir askeri tepki koymadan çekilmiş olması ayrıca Irak Kürdistan Bölgesinin askeri olarak sorgulanmasına yol açtı. Halktan Peşmergeye karşı ciddi bir güvensizlik oluştu.



Kerkük tarihsel ve politik olarak önemli bir bölgedir. Bu nedenle Kerkük’ü kontrol etmek sadece Irak’ın iç dinamikleri bakımından değil aynı zamanda bölgesel denklem için de son derece önemlidir.



25 Eylül 2017’den itibaren Kerkük Eyaleti Bağdat tarafından yönetilmeye başlandı. Bu durumun Kürtler için stratejik güç kayıp olarak tanımlanması yanlış olmayacaktır. Irak’ta yapılan il meclisleri seçimleri, Kürtleri için özellikle Kerkük’ten yeniden olumlu önemli sonuçlar doğrulabilir. Merkezi otoritenin, Kerkük’e nüfus yerleştirme planı ile demografik yapıyı değiştirme, bölgeyi bir Arap şehri haline getirme yönündeki faaliyetleri kesintisizce devam etti. Aynı şekilde Kürtlerin bir kısım zorla, bir kısmı da kendi istekleriyle Kerkük’ü terk etmek zorunda kaldı. Bu objektif durum Kürtler bakımından olumsuz bir yan oluşursa da Kerkük’ün yeniden Kürtlerin kontrolüne girebilir.



Kerkük'te ise en son yerel seçimler 2005 yılında yapıldı. Bu nedenle 18 yıl aradan sonra Kerkük’te silk kez seçimlerin yapılmış olması, Kerkük eyaletinin politik dengelerinin yeniden belirlenmesi bakımında önem arz etmektedir.



Kerkük Eyaletindeki katılım oranı:

KYB: 139 bin 373 oy

KDP: 46 bin 749 oy

Yeni Nesil: 24 bin 620 oy

Türkmen Cephesi: 72 bin 281 oy

Kürt-Kerkük Meşalesi: 6 bin 655 oy

Arap Kaide: 59 bin 430 oy

Arap İttifakı: 46 bin 65 oy

Arap Kerkük Bizimdir: 21 bin 114 oy



Bu veriler dikkate alındığında Kürt gruplarını oluşturan KYB, KDP ve Yeni Nesil yani Üç partinin toplam oyu ise 210.742’dir. Türkmen Cephesi ise 72.281 oy aldı. Arap partilerin toplam oyu: 126.609’dur. Oy oranlaması bakımından Kürtler oyların % 50’sisinden fazlasını almış görünüyor.

Bu sonuçlara göre

KYB: 5

Arap Koalisyonu: 3

Türkmen Cephesi: 2

KDP: 2

Arap Kaide: 2

Arap İtikâfı: 1

Hıristiyan Kotası: 1 sandalye elde etti.



Oyların yaklaşık % 94’ü sayılmış durumda. Henüz sayılmayan % 6 oyun seçim sonuçlarını etkileyebileceği düşünülüyor. Ancak mevcut duruma göre Hıristiyan Kotasında seçilenin YNK’ye çok yakın olduğu dikkate alındığında Kürtler Partileri: 8, Arap Partileri: 6, Türkmenler: 2, il meclis üyesi kazanmış oldular. Kürtlerin kazandığı oy fazla olmakla birlikte sandalye sayısı eşittir. Henüz sayılmayan % 6 oy oranı bu eşitliği değiştirebilir. Kürtlerin ittifak yapmaması nedeniyle 56 bin oyu boşa gitti. Eğer Kürtler tek listeyle seçime girmiş olsalardı 9 sandalye kazanmış olacaklardı.



Mevcut durum dikkate alındığına bu süreçten sonra Kerkük üzerinden önemli pazarlıkların olacağı ve Kerkük’ün özgün durumu dikkate alınarak bir düzenlemenin yapılacağı açıktır. Örneğin Vali’nin Kürtlerden seçilme olasılığı oldukça fazladır.



Bağdat’ın bütün çabalarına rağmen Kürtlerin en azından nüfus ve seçmen bakımından önemli bir çoğunluğu oluşturması, Kerkük’ün politik geleceğini doğrudan etkileyecektir. Ortaya çıkan tablo esasen Irak Anayasası’nın 140. Ve 143’üncü maddelerinin uygulanması için yeniden Bağdat’a baskı artacak gibi görünüyor.  Ayrıca Irak Anayasasındaki 53/a ile 58. Maddeler de önemlidir. 53/a maddesi, IKBY’nin 19 Mart 2003 tarihinde Duhok, Erbil, Süleymaniye, Kerkük, Diyala ve Ninova vilayetlerindeki yönetimlerce idare edilen toprakların resmi hükümeti olarak tanınacağını belirtmektedir.  Kerkük bölgesinin de bu listede tanımlanmış olması, Kerkük tartışmasının daha çok devam edeceğini gösteriyor.



Kerkük sonuçları kimi ne kadar etkiliyor



Kerkük’te ortaya çıkan sonuçlara dikkat edildiğinde, Türkiye’nin Irak politikasının önemli oranda başarısız kalacağını gösteriyor. Ankara’nın politik tercihleri dışında bir durumun oluştuğunu gösteriyor. Önümüzdeki süreçte Kerkük bölgesinde Türkiye’nin Başika’da bulunan askeri üssünün kaldırılması için baskının artacağını söyleyebiliriz. Nüfus oranları ve seçmen sayısı dikkate alındığından bölgenin Türk şehri olduğu iddiasının tarihsel gerçeklerle bağdaşmadığını gösteriyor.



İran bakımından ise bir kazanım olduğunu söylemek yanlış olmaz. Birincisi Kerkük’te seçimlere giren Arap ittifakında İran’ın belirli bir etki gücü bulunuyor. İkincisi ise YNK’nin İran ile olan tarihsel bağlarıdır. Ancak İran Anayasanın 140.maddesinin uygulanmasına pek olumlu bakmasa da ABD ile çatışmaktan yana değil.



Irak Anayasasının 140.maddenin uygulanması için ABD’nin Bağdat üzerindeki baskısının nispeten artacağını söyleyebiliriz. ABD, Kerkük’ün Irak Kürdistan Bölge Sınırlarına dahil edilmesinden yanadır. Bunu başarabilirse IKBY’nin jeo politik gücü çok daha fazla artacaktır. Bu da ABD’nin Irak merkezli politikalarını aşamalı olarak IKBY üzerinden yaşama geçireceği anlamına gelir.



Seçim sonuçlarına bakıldığında Kerkük ve tartışmalı bölgelerin yeniden Irak Kürdistan Bölge Yönetimine katılmasına dair yeni politik olanaklar ortaya çıktı. IKBY, Kerkük olmaksızın, jeo stratejik konumunu korumasının ve güçlendirmesinin oldukça zor olacağını bilmektedir. Ayrıca Ekim 2017’de Tartışmalı Bölgeleri çatışmasız bir şekilde Bağdat’a teslim edilmesinin telafi edilmesi de güven ve istikrar bakımından önemlidir.

Kürdistan Bölgesi Yönetimi Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani’nin şu açıklaması dikkate değer: “Aralarında çelişkiler olsa da Kürt partiler seçimden sonra Kürdistani bölgeler için birlikte çalışmalı. Hiç birimiz bu süreçte duyarsız davranamayız. Kürtler bu bölgelerde güçlü olursa Bağdat’ta da güçlü olur. Sonuçların çok iyi olacağını tahmin ediyorum.”

Kısacası: Kerkük’te güçlü olan Bağdat’ta yanı Irak’ta güçlü olur.