2023, 115 yıllık "Halk, devleti Padişahın elinden alabilecek mi?" sorusunun tekrar cevaplanacağı yıl olacak. Kolay görünmüyor. HDP üstüne oynanan oyunlar, İYİ Parti içindeki aykırı sesler, ortamı germeye çalışan, devletin desteklediği belli eylemler zorlu bir kavganın habercisi.
1908’de İttihat ve Terakki ile başlayan mücadelenin, en sert 43 yılı sona erecek 2023’te. Soru; o gün de, bu gün de aynı: Padişahtan sonra devlet kime kalacak? Halka mı? Bir gruba mı?
Recep Tayyip Erdoğan değil kastettiğim, tam anlamı ile Osmanlı padişahı. 115 yıldır bu sorunun cevabını arıyoruz. Önce meşrutiyet, sonra cumhuriyet ama bir türlü "Devlet kime kaldı?" Karar veremedik.
Devlet halkın yönetimine bırakılabilir mi? Cevap, borçlanan Padişah’tan beri aynı: Sermaye izin vermez. 1923 bir dönüm noktasıydı. Onca askeri, siyasi ve diplomatik başarısına rağmen Mustafa Kemal’in bile kıramadığı bir zincir olduğu anlaşıldı. Cumhuriyet’in azınlıklardan sermaye devşirerek yetiştirdiği kendi sermaye sahipleri bile yönetimi halk ile paylaşmayı göze alamadı.
1977’de esen sol rüzgâr ve örgütlü işçi hareketi ile paylaşılmaya yaklaşıldığında, sermayenin cevabı 1980 darbesi oldu. Halkın kendi ülkesinin yönetimine ortak etmemek için TSK’yı görevlendiren sermaye, bu uğurda uluslararası büyük sermaye ile ortak olmayı, pazarını paylaşmayı kabullendi.
2002 ilginç bir yıldı. Siyasal İslam gidişatı AKP ile kırmaya kalkıştı. Cumhuriyet kurulurken kaybettiği siyasal konumuna kavuşmayı, kendi sermayesini oluşturmayı, AB hedefi ile de mevcut sermayenin taleplerini karşılamayı hayal etmişti. Bu yolda ortak olduğu Gülen grubu ile girilen kavga, kendi sonlarını hazırladı. Sonunda 15 Temmuz olayları ile yine yerleşik sermayenin temsilcisi MHP’yi ortak alıp, kaderini teslim etmeye mecbur kaldı. O kadar büyük bir batağa girildi ki, ellerine geçen en büyük iktidar olanağını ve Cumhuriyet’in birikimini heba ettiler.
2023, 115 yıllık "Halk, devleti Padişahın elinden alabilecek mi?" sorusunun tekrar cevaplanacağı yıl olacak. Kolay görünmüyor. HDP üstüne oynanan oyunlar, İYİ Parti içindeki aykırı sesler, ortamı germeye çalışan, devletin desteklediği belli eylemler zorlu bir kavganın habercisi. İşin ilginç tarafı; demokrasiyi seçim günü kullandığı oy ile sınırlı tutan halkın, yönetimi kendine vermek isteyenleri, bugüne kadar hiç desteklememiş olması.
Belki bu sefer!